24 saat diye bir zaman dilimi varmış bir de. Saçmalık. Gececinin 24 saati olmaz. Senin olmayan zamanın neyine hesabını tutacaksın ki? Su gibi akarken, kendini kaybederken.
Bazen düşünürsün düzene mi soksam şu uykuyu diye. Bazen düşündüğünle kalırsın bazen de uygularsın. En fazla 1 hafta. O kadarda uzun sürmez çoğu zaman. Bir kere kaybetmişsin zamanı. Aramak boşuna. Geceyi seversin. Sevdiğim şeylerden vazgeçmek bana göre değil. Ya sonuna kadar giderim. Sonunu görüncede kaçmak yok. Uçurumun dibine kadar belki. Nereye kadar gidebiliyorsa işte.
Kontrol etmem zamanı. Zamanı durduramazsın. Gecenin sabaha buluşmasını engelleyemezsin. Şimdi buradan herşey olacağına varıra bağlarım da çok derine inmeyelim. Zaten derindeyiz. Daha ne kadar derine inebilirimin sorgulamasını yaptığım şu günlerde bu yersiz tartışmalara girmek boşuna.
Evet geceyi severim. Gecede beni sever mi bilemem. Ama bırakmadığına göre o da seviyor olmalı. Bu platonikane durum böyle devam ede dursun gecenin verdiği sükuneti içime çeke çeke devam edelim seyr-ü seferimize.
0 yorum:
Yorum Gönder